Balmain Pre-Fall 2024 Koleksiyonu için ekibimle birlikte sizleri bu markanın olağanüstü mirasını keşfetmeye ve kutlamaya devam ediyoruz; devasa arşivlerimizden çekip çıkardığımız ikonik tasarımlar üzerine yeni yorumlar getiriyoruz. Bu vintage referanslardan bazıları Balmain’in ilk yıllarına dayanırken, podyumda ilham aldığımız bazı detaylar bundan 10 yıl önce görücüye çıkmıştı.
Miami
“La Floride est un pays absolument merveilleux, on a l’impression d’être aux tropiques.” – “Florida harika bir yer, kendinizi tropiklerdeymiş gibi hissediyorsunuz.”
(Pierre Balmain, bir Fransız radyosuna verdiği röportajdan, 1950)
Mösyö Balmain da ben de Miami’nin eşsiz havasına karşı özel bir sevgi besliyoruz. Bu büyüleyici şehri birçok kez ziyaret eden kurucumuz, her seyahatinden sonra Paris’e bir dizi yeni vizyon ve taze fikirle döndü.
Aslında, bu koleksiyonun Güney Sahili pastellerine ve Karayipler’e özgü ikonografiye (flamingolar ve palmiye ağaçları dahil) yaptığı birçok gönderme, Pierre Balmain’in ilk kez 44 Rue François Premier’deki yüzyıl ortası couture sunumlarında tanıttığı Miami’den ilham alan süslemeleri yansıtıyor.
Beni tanıyanlar Miami’ye olan tutkumu zaten çok iyi bilirler. Bu harika şehri ziyaret etmeyi seviyorum. Miami son 10 yılda birçok podyum ve iş birliğinin başlangıç noktası oldu.
Ve evet, Miami’nin bir Pre-Fall koleksiyonu için şaşırtıcı bir ilham kaynağı olduğuna dair birkaç yorumdan fazlasını duymayı bekliyorum.
Bu tasarımların Mayıs ayında butiklerde yer almaya başladığını ve yaz havamızın artık sonbahara kadar uzandığını düşünürsek Miami’nin rahat, şehvetli tarzının belki de bu değişen sezon için mükemmel bir referans noktası olabileceğini iddia edebilirim.
Grafik Çizgiler, Göz Alıcı Desenler ve Güçlü Karşıtlıklar
Pierre Balmain’in en sevdiğim tasarımlarından bazıları, maksimum düzeyde grafik çizgileri, zekice düşünülmüş optik sanat illüzyonları ve/veya coşkulu palyaço desenlerini bir arada sunabilen tasarımlarıdır.
Bu nedenle, Miami’nin art-deco pastel ve floral özelliklerinin ideal tamamlayıcısı olması adına, kurucumuzun neşe dozu yüksek ve yaratıcılık yüklü geometrik tasarım deneylerinin çoğunu bu sezona davet ettik. Sıcak bir karşılamanın ardından onları, geçmişte göz alıcı siyah-beyaz kontrastının hakimiyetindeki podyum varyasyonlarımın (özellikle 2013 Balmain Resort Koleksiyonum) yeni yorumlarıyla kaynaştırdık.
Aynı zamanda, benzersiz ve şaşırtıcı mayo silüetlerini de etkisi altına alan güçlü kontrastlarla, hiç bitmeyen yazın ruhunu daha da güçlü kılan bir dizi detay ekledik.
Balmain Atölyesi’nin Usta İşçiliği
Özenli terzilik hüneri, mükemmel süslemeler ve becerikli ellerden çıkan drapaj, bir kez daha Balmain Atölyemizin olağanüstü üretim potansiyelini açıkça gözler önüne seriyor.
En önemlisi ise, bu üstün yetenekli zanaatkarlar sayesinde, grafik tasarım oyunlarını, tropikal süslemeleri ve Florida çiçeklerinden esinlenilen taze floral detayları Balmain’in efsanevi New French Style (Yeni Fransız Stili) ve Jolie Madame yaklaşımlarının kusursuz çizgileriyle bir araya getirerek Pierre Balmain’in mimariyle temellenen benzersiz heykel dehasına bir saygı duruşunda bulunuyoruz.
Neşeli, Uzun Bir Tatil
Mösyö Balmain’in bize bıraktığı inanılmaz mirası gözümüzün önünden ayırmadan, Pre-Fall tasarımlarımızla en yeni defile koleksiyonumuzun bir diğer önemli unsurunu yaşatıyoruz: Neşe, spotların odağında kalmaya devam ediyor. Cesur ve korkusuz bir neşe. Sonuçta, sonbahara kadar uzayan bir tatilden daha neşeli ne olabilir?
Bu tasarımlarda, heyecan verici, çok kültürlü ve duyusal zenginliğe sahip Miami’nin plajlarında ve güneşle bezeli sokaklarında hem Mösyö Balmain’in hem de benim yaşadığım özgürlük ve mutluluğu yansıtmaya çalıştığım açık bir şekilde görülüyordur diye düşünüyorum.
İlkbahar koleksiyonumun lansmanında da dediğim gibi: Hepimizin hayatında biraz daha fazla neşeye her zaman yer var.
Yoruma kapalı.