Ankara Fashion Week’in final gecesinde Models of Turkey 2025 yarışmasının finalistlerinden Lara Melis Sevimli ile çok özel söyleşi gerçekleştirdik…
Tiyatro sinema dans ve yüzme onun en büyük tutkusu. Sempatik, çok enerjik ve anı yaşayan, modellikte, duruşunda ya da sahnede var oluşunda hep kendinden bir parça katmaya özen gösteren güzel bir kadın Lara…
20 yıl sonra kendisini sahnede, kendi tiyatrosunda hayat bulan hikayelerin içinde, aynı zamanda modayla ifadesini bulan bir beden diliyle görüyor. Hem sanatla hem işle iç içe, kendi yolunu çizmiş, üretmeye devam eden biri
Sizi Lara Melis Sevimli ile baş başa bırakıyoruz; Keyifli Okumalar…
Merhaba; Bize kendinizden bahsedin?
Adım Lara Melis Sevimli, 20 yaşındayım tiyatro sinema dans ve yüzme ile ilgileniyorum
Güzellik yarışmasında bulundun, bunla ilgili duygularını alabilir miyiz?
Çok keyifli bir deneyimdi ekip,kızlar hepsi birbirinden özel insanlar çok kısa zamanda harika işler çıkarttığımızı düşünüyorum
Seni sen yapan şey nedir? / “Bize kendin hakkında ilginç bir şey anlat
Bu soruya benim yanıt vermem çok uygun olmaz ama çevremdekilerin söylediklerine nazaran galiba sempatiklik, çok enerjik ve anı yaşayan bir insan oluşum beni ben yapan bir özelliğim bütün arkadaşlarım da bunu söylerdi ilginç bir özelliğim ise benimle tanışan insanların bana bir şeyler anlatmak istemesi tanışma süresi fark etmeden ilk saniyede bile insanların bana kendilerini açabilmesi ve hepsinin garip bir yakınlık hissettiğini söylemesi olabilir
Kendinizde en çok neyi seviyorsunuz?
Ne olursa olsun Gülecek bir şey bulmamı her anı doyasıya yaşamamı seviyorum
Kalplerin de güzelliği yarışma kriterleri arasındaydı, ne düşünüyorsunuz?
Buna benim söyleyecek bir şeyim yok zaten tüm kızların gözünün içine baktığınızda anlıyorsunuz
Bu yarışmaya katıldığında, ailenin tepkisi ne oldu?
Çok destekleyicilerdi her zaman onların gücünü arkamda hissettim
Bu yarışmaya nasıl hazırlandınız?
Spontane gelişti asıl yarışma beni hazırladı
Fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?
Fark yaratmak büyük bir çalışma gerektiriyor kendini tanıyıp kendindeki dinamizmi ortaya çıkararak orijinal benliğin ve sıkı çalışma temposunu harmanlıyorum ama aynı zamanda her zaman fark sadece eyleme bakmıyor zaten kendini her koşulda hissettiriyor
Önümde hayali bir kutu var. İçinde ne var?
Kutunun içinde iki uçak bileti var, biri İtalya’ya! İkincisi ise sürprizlerle dolu, keşfedilmeyi bekleyen yeni maceralara… İtalya sokaklarında dolanmak, kahve kokusunu hissetmek, makarnanın tadını çıkarmak ve her anı kahkahalarla doldurmak için sabırsızlanıyorum. Bu kutu, bana sadece yeni yerler değil, aynı zamanda kalbimi açan, içimi ısıtan anılar vaat ediyor.
Sizi diğer yarışmacılardan farklı kılan neydi?
Sanatla uğraşan bir insan olarak fark yaratmanın yolunun “kendin gibi olmaktan” geçtiğine inanıyorum. Bu yüzden başkalarına benzemeye çalışmak yerine, kendi iç sesimi dinleyerek ilerliyorum. Oyunculukta karaktere yaklaşımımda, modellikte duruşumda ya da sahnede var oluşumda hep kendimden bir parça katmaya özen gösteriyorum.
Seni ne korkutur?
“Sevdiklerimi kaybetmek” biliyorum çok klasik ama en korkuncu olması gerçeğini değiştirmez
Seni eşsiz kılan nedir?
Sanırım beni eşsiz kılan, derin duygularımı samimiyetle yaşayabilmem ve insanlara içtenlikle yaklaşabilmem.
Odaklandığınız güncel bir olay nedir?
Gazze de ölen çocuklar bu insanlık dışı olayın bitmesine ve dünyada barış olmasını istiyorum şu an odağımda ki konu bu
En büyük zayıflığınız nedir?
Bunu burada söyleyeceğimi düşünmüyorsunuz herhaldeJ
Memleketinizin en sevdiğiniz yeri neresi?
Atakule.
En sevdiğiniz hayvan hangisidir?
Bütün hayvanları çok seviyorum hayvanlar arasında seçim yapmak çok zor ama galiba kedim olduğu için o kontenjandan kedi diyeceğim
Mesajlaşmayı mı yoksa yüz yüze görüşmeyi mi tercih edersiniz?
Tabi ki yüz yüze görüşmeyi tercih ederim mesajlarda mimik ses ve vurgu olmadığından kaynaklı Çok doğru bir iletişim olmuyor ve kendinizi tam olarak yansıtamıyorsunuz yüz yüze görüşmenin verdiği o içtenliği mesajlaşma alamaz.
Günlük tutuyor musunuz?
Evet, sözler fotoğraflar anılar yaşanmışlıklar tabi ki tutuyorum ama kâğıt üzerinde değil hafızamda
Biyografinizle gurur duyar mıydınız?
Evet, biyografimle gurur duyuyorum çünkü hayatımı sadece geçip giden anlar olarak değil, her birinin içinde derin anlamlar ve deneyimler barındıran değerli zamanlar olarak görüyorum. Yaşadığım her anın farkında olmaya, o anın içinde tam olarak bulunmaya özen gösteriyorum. Bu bilinçli ve derinlikli yaşam tarzı, yaptığım seçimlerde pişmanlık duymamamı sağlıyor ve beni ben yapan en önemli unsurlardan biri
Bir arkadaşta ne ararsın?
Bir arkadaşta en çok bencil olmamasını ararım. Çünkü gerçek dostluk, karşılıklı anlayış ve paylaşım üzerine kurulur. Beni her halimle anlayabilen, iyi ve kötü günlerimde yanımda olabilen biri olması benim için çok önemli.
Ayrıca her şeyin açık olmasını isterim; dürüstlük ve samimiyet, ilişkimizin temel taşlarıdır. Onunla her konuda konuşabilmek, her şeyi paylaşabilmek isterim. En önemlisi de empati; duygularımı, düşüncelerimi anlayan ve gerektiğinde destek veren bir arkadaş benim için vazgeçilmezdir.
Eğer sana 10.000 dolar versem, onunla ne yapardın?
Banka hesabına koyardım ya da kim bilir alışverişe çıkardım
Yüzyılın en iyi icadı nedir?
Yüzyılın en iyi icadı kesinlikle akıllı telefon! Çünkü cebimde dünya var; hem mesajlaşıyorum, hem fotoğraf çekiyorum, hem de istediğim anda pizza siparişi verebiliyorum. Teknoloji bu kadar hayatı kolaylaştırınca, başka ne isterim ki
En sevdiğiniz çizgi film karakteri kimdir?
Tek bir karakter seçmem zor ama üçlü bir favorim var: MabelPines’ın neşesi ve yaratıcılığı, RickandMorty’deki absürt zekâ ve sorgulayıcılık, bir de BojackHorseman’ın karanlık ama dürüst iç dünyası. Her biri başka bir yönüme dokunuyor.
En sevdiğiniz kötü adam kim?
TedBundy ve Joe Goldberg ve benzeri karakterler bu karekterleriiginç kılan şey, mutlak kötülükten çok, kendilerince haklı nedenlere dayandırdıkları eylemleri. Psikolojik olarak bu karakterler, bilinçli kötülüğün değil, çarpık bir mantığın ve bastırılmış travmaların sonucu gibi görünüyor. Bu gri alanlar beni daha çok etkiliyor.
Kendinizi 20 yıl sonra nerede görüyorsunuz?
20 yıl sonra kendimi sahnede, kendi tiyatrosunda hayat bulan hikâyelerin içinde, aynı zamanda modayla ifadesini bulan bir beden diliyle görüyorum. Hem sanatla hem işle iç içe, kendi yolunu çizmiş, üretmeye devam eden biri olarak…
Rol modeliniz kimdir?
Tam olarak belirli bir rol modelim olmasa da Zendaya’yı söyleyebilirim Onun çok yönlü duruşu, beni gerçekten etkiliyor. Oyunculukta gösterdiği derinlik, modellikteki zarafeti ve sahnedeki doğal ışığıyla; hem güçlü hem de ulaşılabilir bir figür. Kendini sürekli geliştirmesi, genç yaşına rağmen birçok alanda üretken olması ve samimiyetini kaybetmemesi, bana ilham veriyor. Kendi yolumu çizerken, onun gibi hem sahnede var olabilen hem de duruşuyla iz bırakan biri olmayı hedefliyorum
Hedeflerinizden bazıları nelerdir?
En büyük hedefim, sahnede ve ekranda güçlü karakterlere hayat veren bir oyuncu olmak. Tiyatro benim için sadece bir sanat dalı değil; insanlara duygularla dokunmanın, farkındalık yaratmanın en etkili yollarından biri. Aynı zamanda modelliğe de ilgi duyuyorum; duruş, ifade ve beden dili gibi unsurların sahne üzerindeki etkisini güçlendirdiğine inanıyorum. Bu iki alanın birleşimi, kendimi daha bütünsel bir şekilde ifade etmemi sağlıyor. Oyunculuğu sadece teknik bir beceri olarak değil, insanı derinlemesine anlamayı gerektiren bir yolculuk olarak görüyorum. Bu yüzden psikolojiye de büyük ilgi duyuyorum. İnsan davranışlarını, düşünce yapılarını ve duygularını anlamak, bir oyuncu olarak karakterlere daha gerçekçi bir şekilde hayat verebilme mi sağlıyor.
Uzun vadede, kendi tiyatromu kurarak hem üretmek hem de genç yeteneklere alan açmak istiyorum. Sanatla insan arasında köprü kurmak, hayatımın merkezine koyduğum en önemli hedeflerden biri.
Yoruma kapalı.