Zümrüt-ü Anka: Leyla Öztürk’ün Küllerinden Doğan Moda Manifestosu
ANKARA LIFE
Yaz, sadece bir mevsim değil, bir ruhtur. Güneşin içimizi ısıttığı, sahillerin cıvıltıyla dolduğu, tuzlu rüzgârın tenimize dokunduğu o anlar… Tam da böyle bir zamanın içinde, ilham verici bir moda hikâyesi doğdu. Ve bu hikâyenin kahramanı, Türk moda dünyasının güçlü ve sessiz devlerinden biri: Leyla Öztürk.
Kendi markası Lozbeachwear ile zarafeti ve duyguyu tasarıma dönüştüren Öztürk, 2025 plaj koleksiyonunu “Zümrüt-ü Anka” adıyla moda tutkunlarının beğenisine sunmaya hazırlanıyor. Ancak bu koleksiyonun arkasında sıradan bir yaratım süreci değil, bir kadının yaşamla yeniden kurduğu bağ, verdiği mücadele ve başardığı dönüşüm hikâyesi var.
Bir Kadının Küllerinden Doğuşu
2023 yaz sezonunda kanserle mücadele eden Leyla Öztürk, tasarımlarını askıya almak zorunda kaldı. Ancak bu duraklama, onun için yalnızca bir ara değil, içsel bir yeniden inşa süreci oldu. Tasarlamayı, hayal kurmayı bırakmadı. Aksine, iyileşme sürecinin her gününde, bir koleksiyonun hayalini kurdu: Umudu, direnci ve yeniden doğuşu simgeleyen bir koleksiyon…
Ve o hayal bugün gerçeğe dönüştü. “Zümrüt-ü Anka”, Anka Kuşunun küllerinden doğuşunu temsil ederken, kanserle savaşan ve hayata yeniden tutunmak isteyen tüm kadınlara bir ışık olmayı amaçlıyor.
Yazın Ruhu, Her İlmekte!
Lozbeachwear 2025 koleksiyonu, sadece tasarım değil; bir duygunun ifadesi. Yaz mevsiminin sıcaklığını, denizin özgürlüğünü ve güneşin iyileştirici gücünü taşıyor her bir parçasında. Özellikle ilk kez kullanılan el örgüsü saç aksesuarları, Leyla Öztürk’ün deyimiyle “karanlık gecelerin ardından doğan güneşi” simgeliyor. Tasarımlar, yaklaşık 50-60 gün süren titiz bir el işçiliğiyle hazırlanıyor; her biri kadın emeğinin, göz nurunun ve ruhunun ürünü.
Bu anlam yüklü koleksiyon ilk kez Türkiye’nin en özel tatil destinasyonlarından biri olan D Maris Bay’de sınırlı sayıda satışa sunuldu. Ancak asıl dikkat çekici başarı, koleksiyonun şu anda sadece Los Angeles Beverly Hills’te, randevu ile girilebilen, dünyaca ünlü lüks markaların ve Hollywood yıldızlarının alışveriş yaptığı özel bir mağazada yer alması.
Bir Türk kadınının hayalinden doğan koleksiyon, bugün global moda sahnesinde, en seçkin markalarla yan yana sergileniyor. Bu başarı, sadece bir tasarım zaferi değil; azmin, vazgeçmemenin ve inancın ne kadar güçlü olduğunu gösteren sembolik bir duruş.
Moda Bir Yolculuksa, Bu Yol İnançla Başladı!
Leyla Öztürk, bu koleksiyonu sadece kumaşlarla değil, ruhundan geçen kelimelerle işledi. Onun için moda, sadece estetik bir ifade değil; bir kadının içsel yolculuğunu, direnişini ve varoluşunu anlatma biçimi.
Ve belki de bu yüzden, “Zümrüt-ü Anka” sadece bir koleksiyon değil; bir mesaj, bir umut, bir çağrı…
“Bazen durmak gerekir… Sabırla beklemek, içindeki sese güvenmek… Ne zaman geleceğini bilmesen de, inandığın yolda yürümeye devam edersen, o yolun ışıkla dolduğunu göreceksin. Doğru olanı yaptıysan, karşılığını mutlaka alırsın.”
— Leyla Öztürk
Zümrüt-ü Anka, sadece plajlarda değil, yaşamın ta kendisinde giyilmek üzere tasarlanmış. Çünkü bazı koleksiyonlar sadece giyilmez; taşınır, hissedilir, yaşanır.
Ve bu, onlardan biri.
Yoruma kapalı.