Bugüne kadar tiyatro, müzik ve televizyonda birbirinden güzel işlerde izleyici karşısına geçen, en son “Leyla” dizisiyle ekranlarda yer alan Hande Subaşı MAG ağustos sayısına özel açıklamalarda bulundu.
2005 yılında Miss Turkey seçilmesiyle hayatı değişen başarılı oyuncu Hande Subaşı , kariyer yolculuğunu da anlatarak, güzellik algısına dair düşüncelerini ve özel hayatının bilinmeyenlerini MAG ağustos sayısında paylaştı.
Türkiye güzeli ünvanından sonra hayatında değişen şeyin her sene eklenen yıllar olduğunu söyleyen Hande Subaşı sözlerine şöyle devam etti: “Yirmi yıllık güzelim diyorum şu an! Şaka bir yana, yirmi yıl olmuş, inanılmaz… İlerlemek istediğim yolda, Miss Turkey seçilmek çok yardımcı oldu açıkçası. Benim mesleğe başladığım dönem için değerlendirirsem hep artısı oldu diyebilirim. O dönemin ruhunda güzellik yarışmaları önemli ve ilgi çekici bir kriterdi. Son dönem için aynı yorumu yapamam; ama o ünvana sahip olmasaydım da, güzellik kriterlerine yakın bir kadın olarak, sektörde ve hatta hayat içerisinde var olmak, önyargılarla ve kıskançlıkla baş etmek, hayatta başka vasıfların da olduğuyla ilgili kendini ispat etmeye çalışmak oldukça zor.”
İlk oyunculuk deneyimine dair unutulmaz anları paylaşan Subaşı “Miss Turkey seçildikten sonra ekranların kapısı açıldı tabii. Yıl 2006, kışın ortası… İlk dizim “Kuş Dili”; Yağmur Ajans (rahmetli Osman Yağmurdereli) ile Uzungöl’de çekimlerine başladığımız, Müjde Ar, Selçuk Yöntem gibi çok kıymetli oyuncu büyüklerimle çalıştığım maceram. Müjde ablanın, yıllar önce Almanya’dan aldığı yün atletini çok soğuk olduğu için bana vermesi (hâlâ duruyor), karlı günlerde araçların ulaşamadığı çekim yaptığımız evden gece paydos edince poşetleri kızak niyetine altımıza alıp kayarak ana yola inişimiz… Orada yaşayanların bizlere gösterdiği yakınlık, kemençeli horon teptiğimiz akşamlar… Hepsi dün gibi. Uzungöl’ün şu an geldiği durumu gördükçe içim sızlasa da, o gencecik yaşımda benim için çok değerli anlardı.”
Aşk ile ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulunan güzel oyuncu “Hayattaki seçimlerimizin ve duygu durumlarımızın o dönem hayatımızda yaşadıklarımız ve ihtiyaç duyduğumuz şeylerle paralel gittiğini düşünüyorum. Neye çok ihtiyaç duyuyorsak ona âşık olabiliriz ve o şey ya da kişi o an sizi en çok etkileyen şey olabilir. Hiç kimse veya hiçbir ilişki mükemmel değil. İnişler çıkışlar hep oluyor. Sürdürmeye gönlün olması ve fedakârlık olmazsa olmazı bir ilişkinin. Çaba göstermeyip gönlümüz olmasa elli kez ayrılmıştık.”
Yoruma kapalı.