Değişen dünya, artık daha bilinçli müşteriler yetiştiriyor. Bütün ürünler için, sayısız alternatif ve aşırı rekabet mevcut. Ürün çeşitliliği arttıkça, insanın kafası daha çok karışıyor ve ihtiyacı olmayan, belki de hiç kullanamayacağı şeyleri satın alma davranışı geliştiriyor. Hele ki, ruhsal doyuma tam ulaşamayan kişiler, kendi değerlerini ve zenginliklerini, sahip olduklarıyla ölçtükleri için, lüks tüketim giderek artıyor.
Eski zamanlarda, bir eşya eskimeden, yenisi ile değiştirilmez, bu sayede de, her üründen optimum fayda elde edilirmiş. İnsanların satın alma alışkanlıklarını incelediğimizde, bir çok kişinin, kısa sürede değiştiririz nasılsa diye, belki o anda fiyatı uygun geldiği için, belki o anda araştırmaya yeteri kadar vakit harcamak istemedikleri için, işlerine pek de yaramayacak bir sürü ürün aldığını gözlemliyoruz. Kısa zaman kullanılıp, atılan ürünler, topluma ve evrene ziyandır. En uyduruk malzemenin bile, doğada bir değeri vardır ve emekle, ürün haline getirilir. Kullanım ömrünü tamamlamadan atılan veya kullanılmadan bir köşede bekleyen ürünler, boşa harcanan madde, emek ve para anlamına gelir. İnsanın farkında olmadığı konu şudur ki, ihtiyacı olmayan şeylere sahip oldukça, doyumsuzluğu artacaktır. Hep daha iyisini görecek, daha fazlasına sahip olmayı arzulayacaktır. Kendi değerini ve gücünü bilen kişilerin, sahip olduklarını başkaları ile kıyaslayıp, üstün gelmeye veya onlara erişmeye ihtiyacı olmaz. Onlar, kendi istedikleri her şeye, gerektiğinde ulaşabileceklerini bilirler ve hayatlarını garanti altına almak için, bir şeyler biriktirmeye olan ihtiyaçtan muaf olurlar. Farkındalığı az olan insan, her şeyi bir an önce tüketmek ister. Hayatta hep acelesi vardır. Çünkü en başta zaman olmak üzere, gezilecek yerleri, tadılacak yemekleri, giyilecek kıyafet, ayakkabı ve çantaları, son model arabaları, lüks evleri, pahalı eşyaları, bir an önce almalı, ve onlardan hevesini de bir an önce alıp, daha da pahalılarını almalıdır. Esas tatmin, zaman ve parayı, farkındalıkla, yeni deneyimlere harcamakla mümkündür oysa ki. Her anın farkında olarak, tadı çıkarılan bir deneyim, insanın kendini gerçekleştirmesine hizmet eder. Pahalı eşyaların hiç biri, bir anlık egonun şişinmesi dışında, bir tatmin sağlayamazlar. Onlar ancak, farkındalığı yüksek kişilerin konforlarını daha da arttıracaktır. Gösteriş için değil, kendi yaşam kalitesi için iyi şeylere sahip olmak isteyen insanlar, o eşyaların gerçek değerlerini bilir ve hak eder.
Krediler, kredi kartları, şahıs veya şirketlere borçlar sayesinde, çok kişi, kazanmadığı paraları harcayıp, tüketim konusundaki heveslerini doyurmaya çalışıyor. Herkesin gittiği yere gidebilmek, herkesin giydiğini giyebilmek, başkalarının yaşadığı hayatları yaşayabilmek adına, borçlanıp duruyorlar.
Oysa ki, herkes imkanları ve kazancı ile orantılı bir hayat yaşama alışkanlığına geri dönmelidir. Sonunda içinden çıkılamayan depresyonlar, kendini ve başkalarını kandırıp, dolandırmalar ancak bu şekilde önlenebilir.
Dijitalleşen yaşamlarımız sayesinde, herkesin ne yaptığını, nerelerde gezdiğini, ne yiyip, ne giydiğini biliyoruz. Takip etmesek bile, bir şekilde karşımıza çıkıyor bu bilgiler. İnsan nefsi, gördüğü, bildiği anda hoşuna giden her şeyi deneyimlemek isteyen bir varlıktır. Bu sebeple de, ihtiyacımız olsun olmasın; imkanımız olsun, olmasın; fazlasıyla tüketmeye eğilimliyiz
Alev KOÇAK
.
Yoruma kapalı.