Bodrumlu Başarılı manken, sunucu, felsefe eğitimi almış ve şu anda Ortaçağ Araştırmaları bölümünde doktora yapan Yağmur Ayaz; Özel hayatını ve kendisi ile ilgili bilinmeyenleri ModaDergiTV’ye anlattı. Bodrum’lu olmanın da ne kadar güzel bir duygu olduğunu belirten Yağmur Ayaz; “Her şeye rağmen kalbim MODA’da” dedi…
Çocukken nasıl bir kişiliktiniz?
Liderlik ruhu olan bir çocuktum. Diğer çocukları toplayıp gösteriler düzenlerdim, dans çalıştırırdım, sene sonu organizasyonları düzenlerdim. Çok aşırı sorumluluk duygusu olan, disiplinli, çalışkan bir çocuktum
Mankenlik maceran nasıl başladı?
16 yaşımda Bodrum da lise çıkışı Cemil İpekçi’nin yolda görüp teşvik etmesiyle başladı. İlk defilem de Cemil İpekçi defilesiydi. Daha sonra Antalya ya üniversite eğitimi için gitmemle profesyonel olarak orda modelliğe adım attım. Sonrası da zaten İstanbul…
Felsefe eğitimi aldınız ve başarılı bir eğitim hayatınız olmuş. Şuan doktora yapıyorsunuz. Biraz bahsedebilir misiniz?
Evet; ben Akdeniz üniversitesi felsefe lisans eğitimi bölümü birincisi fakülte üçüncüsü olarak okulumu bitirdim. Sonra Yeditepe üniversitesinde burslu mastırımı tamamladım. Şimdi de Ortaçağ Araştırmaları bölümünde doktora yapıyorum. Bilimle uğraşmak, özgün fikirler ortaya koymak hissi paha biçilemez. Yaşadığım sürece kendimi hep bilgiye aç, öğrenme süreci hiç bitmeyecek biri olarak yetiştirmek istiyorum.
Şu an doktora yapıyorsunuz. Aynı zamanda çok yoğun bir iş hayatınız da var. Zor olmuyor mu?
Bu tempoya üniversiteden beri o kadar alışkınım ki. Hatta Antalya da bir güzellik yarışmasında finale kalmıştım. Kamp süreci Belektey’di. Aynı tarihlerde benim 10 günlük final haftamdı. Ben her gün Belek’ten Antalya’ya gelip sınavlara girip tekrar kampa geri dönüp tüm gün koreografi çalışıyordum. Aşırı işkolik bir yapım var. Dolayısıyla beni çalışmak değil, hiçbir şey yapmamak yoruyor.
Bodrumda doğup büyümüşsünüz. Aslen de oralısınız. Bodrumlu olmak nasıl bir duygu?
İnsanlar nerelisiniz diye sorduğunda, Bodrumluyum dediğimde çok fazla Bodrumlu olmak diye bir şey var mı? Orada sadece tatil yapılmıyor mu? Gibi sorularla karşılaştım. Ama biz çok eski Bodrumluyuz. Hatta dedemin babasının adında sokak ismi bile var Bodrumda. Lise bitene kadar hep Bodrumdaydım. Sonrasında da bağımı hiç kopartmadım. Yaz kış sürekli gidiyorum. Kendimi çok şanslı hissediyorum Bodrumlu olduğum için. Bir ayağının hep orada olduğunu bilmek çok güzel. Ben sakinliği çok sevdiğim için kış aylarını da çok seviyorum Bodrumun.
Ağustos ayında yine Bodrumdasınız ? İşlerinize ara mı veriyorsunuz tatildeyken?
Yaz mevsiminde yaklaşık 4 ay Bodrumda kalıyorum. İşlerim için gidip tekrar dönüyorum Bodruma. Sadece yaz mevsiminde iş konusunda biraz daha seçici davranıyorum. Kendimle baş başa kalmak şansını daha çok kendime tanıyorum. Arınıyorum diyebilirim. Önümüzdeki hafta bir defile için tatilime kısa bir ara vereceğim.
Çok fitsiniz formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Bu konuda iyi bir örnek değilim. Aşırı yemek yiyorum. Dört kişilik pizzayı tek başına yer üstüne baklava yerim o derece genetik olarak çok şanslıyım. Ailede herkes çok fit.
Camiada ki rekabeti nasıl buluyorsunuz?
Rekabet her iş alanında oluyor. Ama benim kimseyle bir rekabetim yok. Zaten çok fazla iş yapıyorum. Zaman geliyor uyuyacak vakit bile bulamıyorum. Tek rekabetim kendimle; okulda da bu şekilde. Hep daha iyisini nasıl yapabilirim sorusu temelliyim.
Yeni projeleriniz var mı?
Evet, tatil dönüşü sürpriz bir moda – sağlık programıyla ekranlarda olacağım.
Son olarak ModaDergiTv okuyucuları İçin ne söylemek istersiniz?
Başkalarının ne yaptığından çok kendi öz gelişimini destekleyen, hep kendisinin bir derece üstüne çıkmayı hedefleyen, üreten ve her ne yapıyorlarsa en iyisini yapmayı hedefleyen birey olmalarını söyleyebilirim. Yaptığın işin bir önemi yok. Çöpçü de olsan, çöpçüler kralı olmayı hedeflemek bireyi başarıya götürür.
RÖPORTAJ: Ali Fikret
Yoruma kapalı.