Kendi adıma konuşmam gerekirse son zamanlarda tasarruflu olmanın ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyorum. Küresel ısınma ve değişen iklim maalesef tasarruflu bir döneme girmemiz gerektiğini gösteriyor. Tasarrufların ilk başında gelen su tasarrufu olduğunu düşünüyorum. Gerçekten su hayattır, yaşamdır. Aşırı sıcaklardan dolayı araştırmalarıma göre Türkiye yarı kuraklık bir ülke olduğunu gördüm. Ayrıca kızartma yağlarımızı vb…
Lavaboya döktüğümüzde su kanallarına ve sulara verdiğimiz zararlar çok fazla olduğu için biriktirip geri dönüşüm çöplerine atmak daha doğru. Peki bu su tasarrufu ile ilgili biz bireylere ne gibi görevler düşüyor. Muslukları gereksiz yere açık bırakmamalıyız, sebze ve meyvelerimizi akan suda yıkamamalıyız, bulaşık ve çamaşır makinelerini tam olarak doldurup kullanmalıyız, bulaşıkları makinaya suyla değil fırçayla temizleyip koymalıyız, bahçe için sulama aparatlarını tercih etmeliyiz, ellerimizi yıkarken sabunladıktan sonra musluğun kapalı olmasına, dişlerimiz fırçalarken musluğun kapalı olmasına çok dikkat etmeliyiz.
Bu tasarruflar sadece sudan ibaret değil elbette. Enerji tasarrufu da hayatımızda yeri çok önemli. Gereksiz yakılan lambaları söndürmek, kullanmadığımız elektronik eşyaların fişlerini çekmek, birikim yapmak, ihtiyacımıza göre ısınma, yeterli alışveriş, yeterli derecede pişirilen yemekler. Bu tasarruflar küçük gibi görünse de aslında çok büyük olduğunun farkına varmalıyız.
Unutmayalım atalarımız ne demiş “damlaya damlaya göl olur” çok doğru. Hadi bugünden itibaren bu küçük görünen ama çok büyük önem taşıyan tasarrufları hayata geçirmeye başlayalım. Varı yok etmeyelim. Yaşamın ne kadar kıymetli olduğunu düşünerek, şükür ederek, değer bilerek yaşayalım.
Sevgilerimle…
Nesrin KILAVUZ
Yoruma kapalı.