UYANMASAK MI?
Son dönemlerin en moda akımı, daha spiritüel olabilmek.
Bu uğurda alınan eğitimler, okunan kitaplar, harcanan çabalar…
Ruhsallığı uyandırmak, üçüncü gözü açmak çok
önemli bir ihtiyaç adeta.
İnsanın ruhunu keşfetmesi, dünyayı keşfetmesidir. Ancak
bunun özentilik sebebiyle değil, kendiliğinden olması iyidir.
Herkes, frekansını yükseltme, alemler arası gezme, telepati
kurma, bir şeyleri tezahür ettirme peşinde fakat, gerçekten
yüksek frekansı kontrol etme becerisi ve altyapısı geliştirmeden,
yeterli bilinç ve kontrol
becerisi olmadan kazanılan her
türlü spiritüel beceri zararlıdır.
Hazır olmadan çıktığınız yüksek
frekanstan, düşüş fenadır. Zihin
sağlığı bozulabilir, insanlar dünya
hayatından ve maddesellikten
tamamen uzaklaşabilir. Ruhani
yönü çok gelişen insanlar genellikle,
fiziksel dünyadaki pek çok
şeyi önemsemeyi bırakır. Maddi
varlık, sosyal çevre gibi pek çok
konu artık pek de umurlarında
olmaz. Bunun avantajları vardır
elbet, parasız da huzurlu olabilmek,
hiçbir hırsa sahip olmamak, hiçbir arzu ve isteğe bağlanmamak
çok iyidir. Ama bu durum, artık fazla
çalışmak için tetiklenmemeyi de yanında getirir.
Hiçbir hırsımız kalmadığında, başaracak çok fazla
şeyimiz de kalmaz. Elde ettiklerimiz azalır,
maddi kazancımız azalır, hedeflerimiz azalır.
Bizim için değeri olmayan şeyleri
elimizde tutamayız. Ruhumuz, sonsuzlukta
sahip olduğumuz tek şeydir.
Ama insan, duyguları deneyimlemek
için yaratılmıştır.
Dünyada geçerli şeyleri, geçersiz kılmak
için değil, onları deneyimlemek
için yaratılmıştır. Ruhsallığımız üzerinde
çalışırken, dünya hayatından
kopup, diğer insanlardan üstün
ruhani bir şeye dönüşme ütopyasını
bir kenara bırakalım.
insan olmayı sonuna kadar deneyimleyip, bu insanlığın içine
ruhu katalım. İnsana ait duygularımızı, arzularımızı bırakmak
yerine, bu ihtiyaçların içinde ruhsallığı yaşayalım.
Bu dengeyi kurabilmek, hayatı gerçek boyutu ile yaşayabilmektir.
Bu denge kurulamazsa, insan kendi yarattığı illüzyonun
içinde yaşar. Üstün becerilere neden ihtiyaç duyalım ki? Bir işe
yaramayacaksa, birinin zihnini neden okuyalım? Çok havalı ve
eğlenceli mi gözüküyor? İnsanların zihnini okuyabildiğinizde,
bunun hiç de o kadar keyifli bir şey olmadığını görürsünüz. Psişik
yetenekler, bir amaç uğruna kullanıldığında işe yarar. Egoyu besleyip,
kendisini diğer bütün sıradan insanlardan üstün görmesi
için kimseye psişik yetenekler verilmemiştir. Bunu yanlış kullanmamak
gerekir.
Birtakım çalışmalarla, üçüncü gözü bir miktar açmak mümkündür.
Ama açınca bu senin ne işine yarayacak? Bunu ne için
kullanacaksın? Senin için özel bir sebep varsa, zaten o yetenekler
de kendiliğinden verilir. Sırf hava atmak için, kendini özel sanmak
için, çabalama.
Önce işine bak, sonra her yaptığın işe ruh kat. Ama önce
işine bak. Yoksa kendini kandırırsın.
Ruh, her şeyin uğruna yaratıldığı varlıktır.
Asıl deneyimlenmesi gereken, insanlıktır.
Ermişler, kendileri uğruna yaratılan dünyanın farkında
olan kişilerdir ve onu, ruh boyutunda, insanca yaşarlar.
Yaşarken uyanmasak da olur belki de… Gerektiğinde
uyuyup, gerektiğinde uyanmalı. Maddesel dünya da ruhsal
alem kadar yaşanmalı!
Geceleri uyanmasak da olur. Gün ağardığında
nasılsa uyanacağız.
Sabaha kadar uyanık beklemenin hiçbir anlamı
yoktur.
Alev KOÇAK
Yoruma kapalı.