Bahis şirketi ve online casino Mostbet, spor bahisleri pazarında uzun yıllardan beri faaliyet göstermektedir ve Türkiye'de ve dünyada kusursuz bir üne sahiptir. Şirketin ana avantajları rakipsiz bir etkinlik yelpazesi, yüksek oranlar, çeşitli bonuslar ve promosyonlar, ücretsiz bahisler ve bedava dönüşlerdir. Basit ve kullanıcı dostu arayüzün yanı sıra mobil uygulama sayesinde her kullanıcı hızlı bir şekilde kayıt olabilir, para yatırabilir ve oynamaya başlayabilir.

Yoksa Siz De Bir Moda Kurbanı Mısınız? Pınar TÜRKDEMİR

Fashion victim (moda kurbanı.) Bu terimi muhtemelen daha önce televizyonda, sosyal medyada veya dergilerde duymuşsunuzdur. Moda kurbanı sözünü ilk duyduğumuzda anlam veremiyoruz ancak üzerine düşünülen iki saniye içerisinde gözümüzün önüne bir sürü moda kurbanı geliyor. Peki bu kavramla eleştirmenler neyi kastediyor? Ve neden bu insanlara “kurban” deniyor? Bu kavram bir çizgisi ve stili olmayan, sırf moda olduğu için belli ürünleri giyen insanları ifade ediyor. Çoğu zaman da yakışmayan görüntüler ortaya çıkıyor…

Moda kurbanları, trend olan bir moda ürününü alıp, üzerlerinde nasıl göründüğüne, uygun olup olmadığına ya da onu doğru giyip giymediğine bakılmaksızın onunla boy gösterebiliyorlar. Tarz sahibi olma arayışlarında, şık olmanın en önemli kısmını tamamen gözden kaçırıyorlar, bir trendi kendi bedenlerine, yaşlarına ve koşullarına uyacak şekilde kişiselleştirme gereği duymuyorlar. Kurban olarak adlandırılıyorlar çünkü farkında olmadan moda dünyasının emirlerini süzgeçten geçirmeden takip ediyorlar. Hâlbuki en yaygın toplumsal tanımıyla “moda, insanın kendine yakışanı giymesidir”.
Tam da bu noktada aramızdan şöyle sesler de çıkacağına eminim… “ kime ne? kim ne isterse onu giyer, herkes özgürdür vb.” Haklısınız… Tabii ki bu noktada kimsenin bir lafı olamaz… Herkes istediğini giymekte özgürdür hatta şimdilerde böyle bir akım da söz konusu… özellikle uyumsuzluğun ve aykırılığın yarattığı ezberleri bozan giyinme tavrı özellikle de protest bir felsefeyle moda dünyasında yer buluyor. Bu aslında moda döngüsüne yapılan bir başkaldırı.


Ancak şu da unutulmamalıdır ki nihayetinde moda estetik bir olgu ve insanlar da estetik görünmek için giyiniyorlar ancak herkesin estetik algısı aynı olmuyor. Olması da beklenemez…Herkes istediğini giymekte özgürdür ancak bu durumda karşımızdaki kişi de beğenmemekte, yakıştırmamakta özgürdür… Ancak moda eleştirisinin temelinde naiflik ve hoşgörü barındırması gerekliliği unutulmamalıdır.
Bizler moda kurbanı olmamak ve özgün stil sahibi olmak konusunda yolumuzu kaybetmemeyi bilinçli tüketim yaparak ve bazı noktalara dikkat ederek sağlayabiliriz.
*Kişisel tarzımızı kelimelerle anlatamayız. Giyimimiz şu veya bu şekilde kişiliğimizi ve tercihlerimizi yansıtmalıdır. Giyinmek bizler için çok kişisel bir şey olmalıdır. Başkasına olan bize olmayabilir.
*Markalar bizleri motive ediyor, bu bir gerçek… Ancak şu unutulmamalıdır ki; bir logo stil oluşturamaz. Hatta fazla duran, baştan aşağı marka ifşası antipatik de durabilir.
* Uzun süre dayanan ve birkaç farklı şekilde giyilebilen ve yeni görünümler oluşturmak için farklı parçalarla eşleştirilebilen giysiler satın alabiliriz.
*Medya bizi sürekli yeniliğe ihtiyacımız olduğuna inandırıyor ancak bizler niceliğe değil niteliğe yatırım yapabiliriz.
*Bir giysiyi bir ünlüde görüp beğendiğimiz için almak isterken “bir başkasında işe yarayan, sende işe yaramayabilir” farkındalığıyla hareket etmeliyiz. İlham almak iyidir, ancak trendleri kendi görünümümüze dâhil ederken bedenimizi ve kişisel tarzımızı dikkate almalıyız.
* Bize uygun renklerin farkında olmalıyız. Sadece o senenin rengi diye bize hiç olmayacak bir rengi üzerimizde taşımamalıyız.
* Her dönem gardırop yenilemek yerine birkaç trend parça edinmek ve onları var olan giysilerimizle kombinlemek daha doğru bir tavır olacaktır.
*Giysimizin üzerindeki kullanma talimatlarının ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz olmuyor. Giysilerimize uygun şekilde bakmak son derece önemlidir, ancak ne yazık ki harika bir stilin göz ardı edilen bir faktörüdür. Bunun nedeni genellikle giysilerimizin çok ucuz olması sebebiyle zarar görmesinin umurumuzda olmamasıdır.


*Giysilerimizi kimin diktiğini bilmiyoruz ve de umursamıyoruz. Ancak bilinçli tüketim önemlidir. Çalışanlarına iyi davranan şirketlerden giysi satın almaya çalışmalıyız. Giysilerimizin terden değil sevgiden yapıldığından emin olmak için daha küçük tasarımcılardan satın almaya yönelebilirsiniz.
Moda trendlerini takip ederken, yine de yaşam tarzımıza göre giyinebilir ve kendimize olan güvenimizi artırmaya yardımcı olan ve kendinizi bir iyi hissettiren parçalar giymeliyiz. Coco Chanel’in şu meşhur sözü unutulmamalıdır: “moda geçicidir, stil kalıcıdır”. Siz siz olun stilinize uygun olmayan bir ürünü sadece moda diye satın almayın…

                  Pınar TÜRKDEMİR

Yoruma kapalı.

Bu web sitesi, deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız. Kabul Et Bilgi Al

Gizlilik ve Çerez Politikası
Dil Değiştir