Ankara’nın yemek kültüründe köklü adresleri vardır; bir kez gidersiniz ve damağınızda bıraktığı iz sizi yıllar sonra bile aynı masaya geri çağırır. İşte Göksu Lokantası da bu adreslerden biri. Cumhuriyet ve Ata’nın izinde 1989 yılından bugüne hiç taviz vermeden yürüyen bir kent klasiği. Kentin kalabalığı, bürokrasinin ağır havası ve koşturmacası arasında, hem geleneksel lezzetleri hem de modern dokunuşlarıyla şehrin hafızasına kazınmış bir lokanta…
Bu ay, köşem için “Geçmişin İzinde, Geleceğin Ötesinde” mottosuyla Göksu Lokantası’nın imza sofralarından birine konuk oldum. Karşımda öyle bir masa vardı ki; her tabak bir hikâye, her koku bir davet… Sevgili Gökhan Aksoy ev sahipliğinde yaşanan keyifli bir akşam yemeğini sizlerle paylaşmaya başlıyorum.
Başlangıç: Mezenin Gücü
Masaya ilk gelen tabak, atom mezesi oldu. Yoğurdun serinliğiyle közlenmiş biberin keskinliği birbirine öyle ustaca harmanlanmıştı ki, daha ilk lokmada “işte ustalık budur” dedirtiyor ve damağınızda uzun bir final bırakıyor.
Hemen ardından gelen börülce salatası, Ege’nin ferahlığını Ankara’ya taşımış gibiydi. Zeytinyağının parlaklığı, tanelerin diri kıvamı ve hafif sarımsak dokunuşu… Sade ama asla basit olmayan bir başlangıç.
Salatada Ustalık
Göksu’nun en çok konuşulan tabaklarından biri de tavuklu spesiyal salatası. Masaya geldiğinde ilk dikkati çeken şey renklerin uyumuydu: kıtır yeşilliklerve çıtır tavuk parçaları… Hafifliğiyle sofradaki dengeyi sağlayan bu salata, “salata da başlı başına bir yemektir” diyenleri haklı çıkarıyordu.
Ara Sıcaklardan Ana Lezzetlere
Ardından sofraya koca bir tepsiyle beyti sarma geldi. İncecik açılmış lavaşa sarılıp közde mühürlenmiş kebap, yoğurt ve tereyağlı sosla buluşunca tam bir ziyafete dönüşüyordu. Beyti’nin dışındaki hafif çıtırlık, içindeki yumuşacık kıymayla birleşince ortaya hem göze hem damağa hitap eden bir uyum çıkmıştı.
Ve elbette ki Ankara mutfağının incisi: Ankara tava. Kuzu etiyle yapılan bu klasik, Göksu’da tane tane dökülen pirinci ve etiyle bütün hünerini sergiliyor. Etin suyuyla pişmiş pirinçteki lezzet, lokantanın yıllardır koruduğu bir sır gibi… Yediğinizde sadece doyurucu değil, aynı zamanda ev yemeği sıcaklığında bir tatla karşılaşıyorsunuz. Sevgili Gökhan Aksoy bu yemeğin tarihçesinden de bahsetti bize, Eskiden Ankara’da arabacıların güç ve enerji almak için yedikleri süt kuzunun ön kolundan hazırlanan kemiğinden kendi ayrılan lokum gibi etiyle, hafif nemli pilavıyla köz domates ve biberle dereotuyla tatlandırılmış eşsiz bir lezzet fırtınası adeta.
Akdeniz’den Bodrum Esintisi
Masadaki sürprizlerden biri de Bodrum çökertme kebabı oldu. İncecik kızartılmış patateslerin üzerine serilen kuzu etleri, yoğurt ve domates sosla buluşunca ortaya Ege kıyılarından Ankara’ya taşınmış bir lezzet şöleni çıktı. Çıtır patatesin sesi, etin yumuşaklığıyla adeta dans ediyor.
Son Lokmanın Ardından
Göksu Lokantası’nın masasında geçen saatler, bana bir kez daha gösterdi ki; iyi yemek sadece karın doyurmaz, aynı zamanda hafıza da inşa eder. Atomun acısı, börülcenin ferahlığı, beyti sarmanın görkemi, Ankara tavanın köklü hali ve Bodrum çökertmenin sürprizi… Hepsi bir araya gelince Ankara’nın ortasında adeta Anadolu’nun dört bir yanına yolculuk yapmış oluyorsunuz.
Göksu Lokantası, şehre gelen bir misafiri ağırlamak içinde, kendi başınıza ruhunuzu şımartmak için de ideal bir durak. Benim köşemde bu ayın yıldızı belli: Göksu’da kurulan sofra, sadece mideye değil, ruha da iyi geliyor. Çünkü burada işimiz gücümüz gerçekten yemek.
Ve tüm bunları özel sahneleriyle, piyano dinletileriyle, özel gösterileriyle sanatın lezzetle buluştuğu eşsiz bir atmosferde deneyimleyebilirsiniz.Göksu Lokantası Kızılay ve Nenehatun şubeleriyle, Osmanlı mutfağından, Dünya mutfağına, yöresel mutfaklara kadar pek çok çeşidi zengin bir yelpazede misafirlerine sunuyor. Ankaralıların kendilerini evinde hissettikleri yegane restoranlardan biri kabul edilen Göksu Lokantası, serpme sabah kahvaltısı ile başlayan gündüz servisine, öğle ve akşam yemeği servisleriyle devam etmektedir. Atmosferi ve benzersiz dekorasyonuyla sıcacık ve keyifli bir duygu yaratıyor, seçkin personeliyle farkı hemen hissediyorsunuz, her adım kaliteyle ve güven hissiyle dolu beni de en çok çeken şey bunlar aslında.
Kızılay, Bayındır-1 Sk. No: 22, 06410 Çankaya/Ankara (0312) 431 47 27
Nene Hatun 100. Yıl, Nenehatun Cd No:5, 06700 Çankaya/Ankara (0312) 437 52 52
www.goksulokantasi.com @goksulokantalari adreslerinden ulaşabilirsiniz.
Bir sonraki lezzet durağında buluşana kadar sofranız lezzetle dolsun. Tavsiye ve önerileriniz için @ozguraksuna hesabından bana ulaşabilirsiniz.
Yoruma kapalı.