Page 40 - mart
P. 40
Coğrafi Kalbimin aport kalkışmasından sebep terlemiştim. Elimi yüzümü yıkamak
üzere aynanın karşısına geçtiğimde Charles Darwin’in “Kızarmak, tüm
ifadelerin en tuhaf ve en insani halidir” sözünü anımsadım. Evet gece gece
insan olmanın halini yaşıyordum. Oysa aklımla kalbimin ayrımına girmeyi
Kehanetler yeğlerdim. Hoş, saate bakmayı akıl etmemi yabana atmamak lazım. Vaktimin
anlara bölünmesine, yaşamın akrep ve yelkovanla ayrışmasına galiba ilk o
gece memnun kaldım. Yoksa bende herkes gibi; vaktin suya kapılıp gittiğini
Mehtap ŞAFAK düşünenlerdenim.
Çok defa düşündüğüm Şey’e yeniden kafa yormaya başladım. Vakit neydi?
Soyut kavramın somuta evirilmesi mi? Yoksa doğru dediğimiz şey herkes
için doğru değil mi? Nesnellik peki? Birçok kavram kişisel öğretiler sonucu
Gördüğüm ortaya çıkıp zamanla toplumsal algı yönetimiyle pekişiyor olabilir mi? Yargı
kabustan ve yansımalara göre dünyayı, zamanı ve hayallerimizi yeniden kurabilir miyiz?
uyanmak için
Hatta en cüretkâr taleple zaman kavramını? Ya da az daha uçup, cennet ve
ne kadar çaba
cehennem tablosunu hayallere ve özlemlere göre yeniden resmeder gibi
sarf ettiğimi
hatırlamıyorum. oluşturabilir miyiz?
Zamansız
kalmıştım Aslında bu safsata fikirlerim kendi düşlerimizi yaratmanın ve ona inanmanın
ve kâbusun dışında bir şey değil. Çok da yadırganacak bir şey olmamalı. İnsanız ve
derinliğine her daim hayata tutunabilme kaygısındayız. Örneğin olay ya da mesele
akmış gibiydim. saydığımız konular kendi imalatımız olan karmaşık zihinsel yapılarımızın ürünü
Dışarısı olabilir mi? Ne çok soru sordum değil mi? Ama soruyla başladı ve ilerledi
karanlık bile
insanlığın dünyadaki bilgiye ulaşma serüveni, deyip tesellimden pay alın
olsa nihayet
isterim! Kafamın meşgalesine sizi de dahil ettikten sonra mevzuya geçebiliriz
uyanmış ve
şimdiki zaman o halde.
aleminde
buluverdim Bu yazımda; karşılaştırmalı mitolojiden yola çıkarak ödül ve cezayı ele
kendimi. almak isterim. Malumunuz sayfa sayımız sınırlı olunca “Dar alanda kısa
paslaşmalar”la yazımı nihayetlendirmek durumdayım. Coğrafi şartların etkisi
ve insanoğlunun kolektif bilincinin gücüyle benzer anlatılarla farklı ödül ve
ceza sistemine değinmek istiyorum.
Malum bizler aklımızla eylemlerimiz arasındaki dengeyi ve öte şeyleri bu
sisteme göre ayarlarız. Ama kime göre cennet-cehennem!
40