Page 41 - mart
P. 41

Coğrafi  Kalbimin aport kalkışmasından sebep terlemiştim. Elimi yüzümü yıkamak


        üzere aynanın karşısına geçtiğimde Charles Darwin’in “Kızarmak, tüm
        ifadelerin en tuhaf ve en insani halidir” sözünü anımsadım. Evet gece gece

        insan olmanın halini yaşıyordum. Oysa aklımla kalbimin ayrımına girmeyi
 Kehanetler  yeğlerdim. Hoş, saate bakmayı akıl etmemi yabana atmamak lazım. Vaktimin


        anlara bölünmesine, yaşamın akrep ve yelkovanla ayrışmasına galiba ilk o

        gece memnun kaldım. Yoksa bende herkes gibi; vaktin suya kapılıp gittiğini
 Mehtap ŞAFAK  düşünenlerdenim.




        Çok defa düşündüğüm Şey’e yeniden kafa yormaya başladım. Vakit neydi?

        Soyut kavramın somuta evirilmesi mi? Yoksa doğru dediğimiz şey herkes

        için doğru değil mi? Nesnellik peki? Birçok kavram kişisel öğretiler sonucu
 Gördüğüm   ortaya çıkıp zamanla toplumsal algı yönetimiyle pekişiyor olabilir mi? Yargı

 kabustan   ve yansımalara göre dünyayı, zamanı ve hayallerimizi yeniden kurabilir miyiz?
 uyanmak için
        Hatta en cüretkâr taleple zaman kavramını? Ya da az daha uçup, cennet ve
 ne kadar çaba
        cehennem tablosunu hayallere ve özlemlere göre yeniden resmeder gibi
 sarf ettiğimi
 hatırlamıyorum.   oluşturabilir miyiz?
 Zamansız

 kalmıştım   Aslında bu safsata fikirlerim kendi düşlerimizi yaratmanın ve ona inanmanın
 ve kâbusun   dışında bir şey değil. Çok da yadırganacak bir şey olmamalı. İnsanız ve

 derinliğine   her daim hayata tutunabilme kaygısındayız. Örneğin olay ya da mesele
 akmış gibiydim.   saydığımız konular kendi imalatımız olan karmaşık zihinsel yapılarımızın ürünü

 Dışarısı   olabilir mi? Ne çok soru sordum değil mi? Ama soruyla başladı ve ilerledi
 karanlık bile
        insanlığın dünyadaki bilgiye ulaşma serüveni, deyip tesellimden pay alın
 olsa nihayet
        isterim! Kafamın meşgalesine sizi de dahil ettikten sonra mevzuya geçebiliriz
 uyanmış ve
 şimdiki zaman   o halde.
 aleminde

 buluverdim   Bu yazımda; karşılaştırmalı mitolojiden yola çıkarak ödül ve cezayı ele
 kendimi.  almak isterim. Malumunuz sayfa sayımız sınırlı olunca “Dar alanda kısa


        paslaşmalar”la yazımı nihayetlendirmek durumdayım. Coğrafi şartların etkisi
        ve insanoğlunun kolektif bilincinin gücüyle benzer anlatılarla farklı ödül ve

        ceza sistemine değinmek istiyorum.



        Malum bizler aklımızla eylemlerimiz arasındaki dengeyi ve öte şeyleri bu

        sisteme göre ayarlarız. Ama kime göre cennet-cehennem!

                                                                                                       41
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46