Page 83 - nisan
P. 83

günlerde bir kafeye ayak üstü bir kahve içmek üzere uğradım. İçeriden

        çıkan güleryüzlü, gözlerinin içine kadar gülümseme dolmuş güneşi adeta
        gözlerinin içine saklamış bir genç kız karşıladı beni. Müzik rahatsız eder mi

        efendim? Kapatmamı istermisiniz diye sordu. Fonda, Füsun Önal’ın Senden

        başka şarkısı çalıyordu. Benide alıp götürdü uzaklara, geçmişin güzelliklerine.

        Hayır kapatmayın tabiki dedim. Sonra biraz sohbet ettik. Annem ve babamın

        gençliklerini yaşadıkları o dönemlerde bende yaşamayı çok isterdim. Üniversite
        öğrencisiyim. Part-time harçlığımı çıkartmak için burada çalışıyorum. Annem ve

        Babamdan dinlediklerimle, inanın o yılları hayalimde yaşatıyorum. Çok hoşuma

        gitmişti. Ne güzel bir aile. Evlatlarına ne zengin bir miras bırakmışlar. Çok takdir

        ettim. Sevgisizliğin ve saygısızlığın en üst düzeyde olduğu bu günlerde insan

        gerçekten çok özlüyor değer vermeyi, değer görmeyi, kıymet bilmeyi. Hayatı
        tek başına öğrenmiş, yeterince acı çekmiş insanlara bir bakın. Siz tekrar hayatı

        öğretebilir misiniz onlara? Tekrar acıtabilir misiniz? Onlar hayatı kahkahalarıyla

        çatlatırlar. Sevgiyi, saygıyı, nezaketi, samimiyet , hoşgörüyü, vefayı herkesten iyi

        bilirler. Kolombiyalı, tüm Latin Amerika’da Gabo olarak bilinen yazar, romancı,
        hikâyeci ve oyun yazarı. 20. yüzyılın en önemli yazarlarından birisi olan, Gabriel

        Garcia Marquez’in en beğendiğim sözlerinden;




        “Bir insanın en büyük hatası; gereğinden fazla değer vermek değil, kendine hak
        ettiğinden daha az değer vermektir.”




        Bu sözü sorgulamak lazım diye düşünüyorum. Acaba önce kendi değerimizi

        mi bilsek. Karşımızdaki kişilere değer yüklerken, ölçüsünü kaçırmasak, onları

        kaybetmeden ve en önemlisi kendimizi kahretmeden, kararında davranabilsek.
        Değer görmenin, biraz da çevremizde bulunan insanlarla alakalı olduğunun

        farkında olabilsek. İnsan olmanın şaheser bir sanat olduğunu unutmadan

        hayatımıza kabul ettiğimiz insanları özenle seçmeyi öğrenebilsek sanırım,

        hayata karşı antrenmanlı bir duruş sergileriz.



        İyi niyetlerimizin kurbanı olmamayı, düşe, kalka öğrensek bile, hayatın acımasız

        bir öğretmen olduğunu her an hatırda tutmalıyız. Gelecek nesiller için İnsani

        değerlere sahip toplumlar olma yolunda, değerlerimizi yaşamak, yaşatmak

        dileğiyle.



                                                                                                       83
   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88